Bu noktada hasta olanla sağlıklı olan kişiyi birbirinden ayırmamız gerektiği gibi yerine göre bir hastayla diğerinin arasını da ayırmamız gerekir.

Şeytan insana ancak zaaf noktalarında etki eder ve insan üzerindeki etkisi de bu zaafın şiddeti oranında olur. Yahut ortada nazar ve sihir gibi güçlü bir sebep vardır ve bu sebepler üzerinden etki oluşur. Etkinin şiddeti ise hastadan hastaya değişir. Tedavinin son safhalarına gelindiğinde şeytan iyice zayıflar ve etki de azalır.

Hastaya musallat olan şeytan sinir sistemine etki ederek, iradeye bağlı olarak ya da olmayarak kullanılan organları kontrol edebilir, çalışmasını yavaşlatabilir. Kontrol altına aldığı organda hastalık belirtileri görülür. Ama aslında o organda hastalık yoktur ve bu şeytanın etkisinden ibarettir. Şeytan vücuttaki bazı salgıları da etkileyerek hastalık oluşturabilir. Bu nedenle de doktorların verdikleri ilaçlar hastaya etki etmez. Çünkü doktor hastalığın gerçek sebebinden habersizdir.

Şeytanların omurilikten dağılan sinirler üzerinde etki ve tasarrufları vardır ve bu da her uzvu etkiler. Tabi bu etki kişiden kişiye ve hastalığın durumuna göre değişir. Sindirim sistemi ve diğer organlar bunun sonucunda etkilenebilirler.

Bu noktada tedavi edenin omurganın yağlanması konusuna önem vermesi gerekir.

(Tecrübeli bir rukyeci olan Ebu Yusuf ez-Zehrânî’nin bir forum sayfasında yayınlanmış yazılarından özetle.)

Gönderen: kuranvedua | Eylül 25, 2014

Ruhsal Hastalıklar Zikirle Tedavi Edilir

Kur’an’la Tedavi İki Yönlüdür:

1- Kalbin hastalıklardan arındırılması ve imanla takviye edilmesi.

2- Ona eziyet verecek zikirlerle ve Kur’an’la şeytanın yenik düşürülmesi. Birinciyi bırakıp da ikinciden başlayan, senelerce uğraşsa da başarı elde edemez. Ama güçlü bir rukyeci kendisine okursa başka. Bu durumda iyileşebilir belki ama yine de tehdit altındadır.

Ruhsal Hastalıklar Zikirle Tedavi Edilir

Rukye uygulayanla doktor arasındaki fark açıktır. Ruhsal hastalıklarda doktor sadece hastalığın belirtilerini tedavi eder. Bunun sonucunda hasta biraz rahatlar. Ama daha sonra hastalık herhangi bir sebeple ve hızla geri döner. Kur’an’la tedavi eden ise hastalığın gerisindeki gerçek sebebi ortadan kaldırmaktadır. Elbette ki bazen başarısızlıklar olur. Ama bunun sebebi çoğunlukla tecrübe ve bilgi eksikliğidir.

Ruhsal hastalığın şiddetlenmesi çoğunlukla şu dört sebebe dayanır: Şiddetli öfke, şiddetli üzüntü, şiddetli korku, şiddetli sevinç.

Rukyeyle tedavi şu şekilde olmalıdır:

Önce günahları terk etmek sonra çok zikretmek ve çok Kur’an okumak. Bir süre böyle devam ettikten sonra rukyeye başlamak. Bundan sadece çocuklar müstesnadır. Buna dikkat eden Allah’ın izniyle şifa bulur.

Bilinçaltı dedikleri şeye gelince, bu da şeytanın oyunundan başka bir şey değildir. Örneğin bir kimseyi hipnotize eder ve sonra konuştururlar. Bununla bilinçaltındakileri açığa çıkardıklarını iddia ederler. Burada konuşan şeytandır. Kişinin hipnotize olmayı kabul etmesi, şeytanın bedenini kullanmasına izin vermesi demektir.

(Tecrübeli bir rukyeci olan Ebu Yusuf ez-Zehrânî’nin bir forum sayfasında yayınlanmış yazılarından özetle.)

Gönderen: kuranvedua | Eylül 9, 2014

Çocuklardaki ve Yaşlılardaki Hastalıklar

Çocuklarda ruhsal hastalıklar özellikle de nazar sebebiyle meydana gelirler ve yetişkinlere nispetle onları daha fazla etkilerler. Çocuklarda bazen şeker hastalığı veya ilerlemeden önce doktorların teşhis etmekte zorlandıkları bir takım hastalıklar ortaya çıkar ve bunlar rukyeden sonra düzelmeye başlarlar.

Yaşlılara gelince, ruhsal rahatsızlık durumlarında üzerlerine okunduğunda durumları daha kötüleşiyor ve daha fazla zayıflık belirtileri görülüyorsa, Kuran’la tedavi kesilir ve vücut güçleninceye ve kimyevi ilaçlar bırakılıncaya kadar sabah akşam birer tatlı kaşığı çörekotu-bal karışımı (üzerine okunmaksızın) verilir.

Eğer beden zayıfsa şeytan güçlü olur ve hastayı bitkin düşürür. Rukye içinse organların sağlam ve dayanıklı olması gerekir. Eğer organların zayıflığı ruhsal bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, bunun için rukyeye eşdeğer başka bir tedavi yoktur. Ama eğer bu zayıflık kimyasal bir ilaç, zehirli bir madde vs. den kaynaklanıyorsa, bu durum düzelene kadar rukyeden kaçınmak gerekir.

(Tecrübeli bir rukyeci olan Ebu Yusuf ez-Zehrânî’nin bir forum sayfasında yayınlanmış yazılarından özetle.)

Gönderen: kuranvedua | Ağustos 31, 2014

Psikolojik Tedavi

Tıp doktorları ne yazık ki, şeytanların insanlar üzerindeki etkilerini ve zararlarını itiraf etmemekteler.

Öyleyse birden bire ya da belli bir süreç sonunda ruhsal rahatsızlıklar hisseden kimse doktora gitmeli midir?

Hayır, böyle bir durumda kişinin ilk yapması gereken şey hemen Allah’a yönelerek kendi kendini tedaviye başlaması, durumu ağırlaşacak olursa da rukye yapan birisine başvurmasıdır.

Zira psikiyatristlerin tedavi ettikleri hastalıkların büyük çoğunluğu şeytanlardan kaynaklanan hastalıklardır ve onlar zaten bunu kabul etmedikleri için hastalığın gerçek nedenini değil, sadece belirtilerini tedavi işiyle uğraşırlar. Bu tür tedaviler sonucunda ilaç bağımlısı olmuş ruh hastaları ikinci bir musibetle müptela olmuşlar demektir.

Psikolojik bir sorunun kaynağını tam olarak tespit etmek zordur. Böyle bir sorun şeytanın etkisi, hastayı korkutması, endişeye düşürmesi, uykusuz bırakması ve depresyona sokmasıyla gitgide büyür. Psikolojik hastalıklar, büyü ve nazar gibi sebeplerden doğan ruhsal hastalıklara nispetle çok azdır. Pek çok bedensel hastalığın sebebi de şeytanlardır. Ümmetin yarısından fazlasının ölümü nazar sonucudur ama çoğunluk bu gerçeğin farkında değildir. Tamamını Okuyun…

Gönderen: kuranvedua | Ağustos 18, 2014

Şifayı Çabuklaştıran ve Kalbi Ferahlatan Vesileler

Hastanın Önünde İki Büyük Engel Vardır

1- Allah’tan başkasına güvenmek.

 Hasta kendisini imtihan edenin Allah olduğunu hatırında tutarsa, ona yönelmesi ve eksiksiz biçimde ona tevekkül etmesi mümkün olacaktır.

2- İyi bir tedavi programına sahip olmamak.

Hasta belki iyi bir programa sahiptir ama bu program ona uygun değildir. Tedavi işiyle uğraşanların tavsiyeleri genellikle güzeldir ve fayda verir. Ama bir bakarsınız tedavi bir noktaya ulaşınca orada durmuş. İşte bu noktada tedavi edenin anlayışı devreye girer. O hastalığın hangi noktada olduğunu ve bozguna uğrayıp geriye dönmemek için nasıl davranılması gerektiğini, okuma zamanlarını ve ilaçlar üzerine okuma aralıklarını belirler. Bu nokta tedavi işiyle uğraşanlar tarafından çoğu kez gözden kaçırılır.

Şeytan ise hastayı kolaylıkla yanlış yönlendirir. Kimi zaman onun kendisinin faydasına olacak şeylerden ve belki de yanında şifaya kavuşabileceği rukyeciden geçerli bir gerekçe olmaksızın -örneğin, ondan hoşlanmadığı gibi bir gerekçeyle- kaçtığı görülür.  Şeytanın hasta üzerinde buna benzer daha nice oyunları vardır. Tamamını Okuyun…

Older Posts »

Kategoriler