Bu noktada hasta olanla sağlıklı olan kişiyi birbirinden ayırmamız gerektiği gibi yerine göre bir hastayla diğerinin arasını da ayırmamız gerekir.
Şeytan insana ancak zaaf noktalarında etki eder ve insan üzerindeki etkisi de bu zaafın şiddeti oranında olur. Yahut ortada nazar ve sihir gibi güçlü bir sebep vardır ve bu sebepler üzerinden etki oluşur. Etkinin şiddeti ise hastadan hastaya değişir. Tedavinin son safhalarına gelindiğinde şeytan iyice zayıflar ve etki de azalır.
Hastaya musallat olan şeytan sinir sistemine etki ederek, iradeye bağlı olarak ya da olmayarak kullanılan organları kontrol edebilir, çalışmasını yavaşlatabilir. Kontrol altına aldığı organda hastalık belirtileri görülür. Ama aslında o organda hastalık yoktur ve bu şeytanın etkisinden ibarettir. Şeytan vücuttaki bazı salgıları da etkileyerek hastalık oluşturabilir. Bu nedenle de doktorların verdikleri ilaçlar hastaya etki etmez. Çünkü doktor hastalığın gerçek sebebinden habersizdir.
Şeytanların omurilikten dağılan sinirler üzerinde etki ve tasarrufları vardır ve bu da her uzvu etkiler. Tabi bu etki kişiden kişiye ve hastalığın durumuna göre değişir. Sindirim sistemi ve diğer organlar bunun sonucunda etkilenebilirler.
Bu noktada tedavi edenin omurganın yağlanması konusuna önem vermesi gerekir.
(Tecrübeli bir rukyeci olan Ebu Yusuf ez-Zehrânî’nin bir forum sayfasında yayınlanmış yazılarından özetle.)